Kelimelerin Ağırlığı ve Mısırın Sessiz Hikâyesi: Edebiyatın Gözünden Hektolitre Bir yazar için kelimeler, yalnızca ifade aracı değil, dünyayı yeniden kurma gücüdür. Her kelime, tıpkı bir mısır tanesi gibi, kendi içinde bir anlam evreni taşır. Bazıları yüzeyde parlak görünür ama içi boştur; bazıları ise sessiz, sade, ama derin bir içeriğe sahiptir. Edebiyat da bu noktada tarımla buluşur: “Mısırın hektolitre ağırlığı” sadece bir ölçü değil, anlamın, emeğin ve insanın varoluşunu tartan bir metafor haline gelir. Mısır Hektolitre Ağırlığı Nedir? Tarım terimleriyle konuşacak olursak, mısırın hektolitre ağırlığı 100 litre mısırın kilogram cinsinden ağırlığını ifade eder. Bu değer, mısırın yoğunluğunu, dolayısıyla kalitesini belirler. Ortalama…
4 YorumEtiket: bir
Karanfilli Su İçmek Ne İşe Yarar? Küresel Gelenekten Günümüz Sağlık Rutinlerine Uzanan Yolculuk Her sabah mutfağımda küçük bir ritüelim var: Kaynamış suyun içine birkaç karanfil atar, bekler, sonra yudum yudum içerim. Kimine göre bu sadece hoş kokulu bir içecek, kimine göreyse bir şifa kaynağı. Karanfilli su içmek konusuna “sadece bir bitki çayı” gibi değil de, kültürlerin, alışkanlıkların ve modern bilimin kesiştiği bir yolculuk gibi bakınca bambaşka bir tablo çıkıyor karşımıza. Haydi, gelin bu aromatik hikâyeyi birlikte keşfedelim. Karanfilin Gücü: Minik Bir Tomurcuğun Büyük Etkisi Karanfil, aslında bir ağacın kurutulmuş çiçek tomurcuğudur. Antik çağlardan bu yana hem mutfakta hem de tıpta…
8 YorumHikmetli Bir İnsan Ne Demek? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Analiz Toplumların işleyişine dair sorular, her zaman siyaset biliminin merkezinde yer almıştır. İnsanlar arasındaki güç ilişkileri, toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini, kimlerin egemen olduğunu ve kimlerin bu düzeni değiştirebilme kapasitesine sahip olduklarını belirler. Güç, her zaman bir baskı aracı, bir yapı inşa etme yeteneği ve bir değişim aracı olmuştur. Ancak bu güç, genellikle kurumsal yapılar içinde yoğunlaşır ve ideolojiler, bu yapıların belirli kalıplara uygun şekilde işleyişini sağlar. Bugün, bu dinamikleri daha derinlemesine anlamak için “hikmetli insan” kavramı üzerinden ilerleyebiliriz. Hikmetli insan, toplumun en yüksek düzeydeki entelektüel ve…
8 YorumBazı tarihî anlar vardır ki, sadece bir ulusun değil, bütün bir insanlığın hafızasına kazınır. 10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05… Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’ndaki 71 numaralı odasında hayata gözlerini yumduğunda, sadece bir lider değil, bir çağ da kapanıyordu. Peki bu çok özel ve hüzünlü anda onun yanında kimler vardı? Gelin bu tarihi ana hem verilerle hem de insan hikâyeleriyle dokunan bir yolculukla birlikte bakalım. Son Günler: Sessizliğin İçindeki Mücadele 1938 yılının sonbaharı… Atatürk, yıllardır süren yoğun çalışma temposunun, cephelerde geçen savaşların ve bitmek bilmeyen sorumlulukların bedelini ağır bir şekilde ödüyordu. Karaciğer sirozu teşhisi konulduğunda artık…
4 YorumDekont İbraz Ne Demek? Bir Bakış Açısı ve Günümüzdeki Önemi Finansal işlemlerde ve ticari hayatta sıklıkla karşılaştığımız terimlerden biri olan “dekont ibraz etmek”, aslında birçok kişiye karmaşık ve belirsiz gelebilecek bir kavram olabilir. Ancak, bu basit görünen terim, ekonomik ve hukuki bağlamda büyük bir öneme sahiptir. Dekont ibraz etmek, bir işlemin, ödeme ya da transferin tamamlandığını gösteren bir belgenin sunulması anlamına gelir. Bu yazıda, dekont ibrazının ne olduğunu, tarihsel arka planını ve günümüzdeki önemini inceleyeceğiz. Dekont İbrazının Tanımı ve Temel Anlamı Dekont, genellikle bankalar, finansal kurumlar veya ticari işletmeler tarafından, yapılan bir ödeme, transfer veya diğer finansal işlemlerin onaylandığını gösteren…
8 YorumAhmet Hamdi Tanpınar’ın Roman Anlayışı: Kültür, Ritüeller ve Kimlikler Üzerinden Bir Antropolojik İnceleme Bir Antropoloğun Perspektifinden: Kültürlerin Derinliklerine Yolculuk Kültürler, insanlığın farklı coğrafyalarda şekillenen, zamanla evrilen, belirli sembollerle tanımlanan ve her biri kendine özgü ritüelleri barındıran dinamik yapılar olarak varlık gösterir. Kültürel bir varlık olarak insan, kendi toplumunun değer yargılarıyla şekillenir, kimliğini, geçmişini ve varlığını bu kolektif bellekten inşa eder. Bir antropolog olarak, bu çeşitliliği anlamak, insanın sosyal yapılarındaki derin bağları ve sembolik anlamları keşfetmek arzusu içindeyim. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın edebi dünyasına baktığımızda da bu sorulara benzer bir yaklaşımın, yani kültürün ve kimliğin iç içe geçmiş yapılarının yansımasıyla karşılaşıyoruz. Ahmet…
8 YorumGüzelleme Nazım Türü mü? – Kelimelerin Işığında Estetik Bir Yolculuk Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca seslerden ibaret değildir; onlar dünyayı dönüştüren, duyguyu şekillendiren ve zamanı aşan varlıklardır. Her dizede bir anlam devrimi, her sözcükte bir duygu imparatorluğu gizlidir. Bu yüzden “Güzelleme nazım türü mü?” sorusu, sadece bir bilgi sorusu değildir; aynı zamanda estetiğin, anlatının ve insanın kendini ifade etme biçiminin derin bir sorgusudur. Güzelleme: Halk Şiirinin Yüceltilmiş Dili Güzelleme, Türk halk edebiyatının en zarif ve duygusal nazım türlerinden biridir. Nazım türü olarak güzelleme, bir varlığı —çoğunlukla bir insanı, sevgiliyi, doğayı, bazen de bir değeri— överek anlatır. Övgünün merkezinde güzellik vardır;…
6 YorumKelimelerin Yanıcılığı: Güherçile Üzerine Edebi Bir Düşünce Bir edebiyatçı için kelimeler sadece anlam taşıyan araçlar değildir; onlar, içlerinde bir yanma potansiyeli barındıran sessiz kıvılcımlardır. Her kelime, doğru bağlamda tutuşturulduğunda, bir metni dönüştürme, bir duyguyu yakma, bir bilinci yeniden inşa etme gücüne sahiptir. İşte tam bu noktada “Güherçile yanıcı mı?” sorusu yalnızca kimyasal bir merak değil, aynı zamanda derin bir edebi metafor hâline gelir. Çünkü güherçile —ya da bilinen adıyla potasyum nitrat— nasıl barutun kalbinde ateşi doğuruyorsa, kelimeler de edebiyatın içinde anlamın kıvılcımını yaratır. Güherçile: Maddeden Anlama, Kimyadan Edebiyata Kimyasal olarak konuşacak olursak, güherçile yanıcı değildir, ama yanmayı sağlar. Oksijen verici…
4 YorumGüherçile Nedir TDK? Kültürel Kimliklerin Sessiz Tanığı Olarak Bir Madde Bir antropolog olarak, her kültürün maddi unsurlarında insanın hikâyesini ararım. Güherçile — kimyasal adıyla potasyum nitrat — yalnızca bir madde değil, insan topluluklarının doğayla kurduğu ilişkinin sessiz bir tanığıdır. TDK’ye göre güherçile, “barut yapımında kullanılan beyaz kristal bir madde”dir. Ancak antropolojik açıdan bu tanımın ötesinde, güherçile; güç, dönüşüm ve kutsallık kavramlarıyla örülü bir kültürel simgedir. Bu yazıda, “Güherçile nedir TDK?” sorusunu yalnızca kelime anlamı düzeyinde değil, ritüellerden kimlik inşasına kadar uzanan bir kültürel derinlikle ele alacağız. Çünkü her madde, insan eliyle işlendiğinde bir simgeye dönüşür; güherçile de bu simgelerin en…
8 YorumIşık Çakması Nasıl Olur? Bilimden Hislere Uzanan Parlayan Bir Soru Bazı konular vardır, hem bilim insanının ilgisini çeker hem de sanatçının kalbini… Işık çakması işte tam olarak öyle bir fenomendir. Bir yanda fiziksel olarak ölçülebilen bir enerji patlaması, diğer yanda duygusal olarak etkileyici bir deneyim. Kimimiz için bu, gökyüzündeki yıldırımın büyüsü; kimimiz içinse ekranın bir anda parlamasıyla irkilen bir an. Bugün bu konuyu farklı bakış açılarıyla, yani kadınların duygusal ve toplumsal etkiler odaklı, erkeklerin ise objektif ve veri merkezli yaklaşımları üzerinden ele alıyoruz. Çünkü ışığın çakması sadece bir fizik olayı değil — aynı zamanda insanın ışıkla kurduğu ilişkinin yansımasıdır. Işık…
8 Yorum